11 Şubat 2011 Cuma

Şiddetle şiddete karşıyım


Bu konuda epey kafa patlattım evet. Ben yüksek sesten, çocuk bağırmasından, insan bağırtısından (çocuklar insan değil mi bak şimdi ) nefret ediyorum . Ama evet, her insan evladı gibi ben de bağırıyorum. hem de bazen bütün diyaframımı boydan boya yırtarcasına bağırmak için yanıp tutuşuyorum. Kendimi bir ormanlık araziyee atıp millet adam öldürüyorlar sanmadan rahatça bağırmak istiyorum hem de.
Şiddetle çok ufak yaşlarda tanışıyoruz bence. Ve şiddetin hak edilebilir olduğuna inandırılarak yetişiyoruz. Daha geçende minibüste bir konuşmaya şahit oldum. Minibüs şoförü, yolcusunun küçük çocuğuna yaşını sordu, çocuk söyledi, adam çok küçük bulmuş olacak ki "aa sen çok minik kalmışsın azcık ekmek ye, ekmek yiyor musun sen, ekmek yemeden büyüyemezsin" dedi. Çocuk da yemiyorum deyince şoför bu kez "aa yemezsen büyüyemezsin dayak yersin, kimseyi dövemezsin" dedi. Düşündüm ben de. Bebekken daha düşünce düştüğümü yeri döven, bir yere çarpınca terliği eline alıp orayı döven anneler falan görüyoruz. Normal kabul edilmesi gerkeen bir düşme eyleminde bile şiddeti araya sokuşturup başka bir duruma soktuklarını görüyoruz. Sonra büyüyoruz, okula başlıyoruz. Okulda daha acımasız durumlar oluyor çünkü çocuklar benmerkezci ve acımasız oluyorlar. Bizden hoşlanan çocuklar bile sevgisini ilgisini şiddetle belli ediyor, saçımızı çekiyor, itiyor, vurup kaçıyor falan. Bu sefer tahminlerime göre şiddeti ilgiyle ilişkilendiriyoruz, sanırım sevgililerini döven öküzleri bile seven kızlar bulunması bu dönemde kalmış olmalarına bağlayabiliriz, bağlayamaya da biliriz zira teorilerimi kıçımdan uyduruyorum.
İşin ilginç yanı bunların normal kabul edilmesi, mesela erkek kişiler büyüyüp ergenliğin amazonlarına dalınca iyice erkeksi olmak için iyice şiddetli davranışlar sergiliyorlar. Omuzlarına öküzcesine vurmalar (babacan tavırla), küfür, kendini jiletleyen çılgın gençler falan . Gençtir olur öyle şeyler diyorlar ama ben öyle karışlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Çok ciddi şekilde bunlar yerleşiyor.
Çocukken yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.
Ortaokuldaydım, fen dersim berbattı, asla anlamıyordum asla sevmiyordum. Ödevimi yanlış yaptığm için fen öğretmenimiz yüzüklü eliyle yanağıma tokat atmıştı. Şok olmuştum. Kendimi çok aşağılanmış ve sefil hissetmiştim. Hemen sınıftan çıktım. Müdürün yanına gittim. Olayı anlattım bana tokat attı dedim. Gelen cevap:
"Kim bilir ne yaptın da attı tokadı?"
Daha o zaman bile isyan etmiştim. Şiddet hak edilebilir birşey olamazdı. Ne olursa olsun o adam bir öğretmendi ve ben de öğrenciydim, bana dokunamazdı bile. Bir müdür bunu nasıl savunabilirdi.
Nancy'yle bile yaşıyorum bunu. Dışarda gezdirirken ayağıyla sevenler, kafasına vura vura sevenler, döverek sevgisini gösterenler (ciddiyim, kerata seni nidalarıyla vura vura seviyorlar benim itin de hoşuna gidiyor). Sonra Nancy ile sorun yaşadığımda bana tavsiye veren veteriner hekimler. "Ben olsam döverdim", "Bi tane koy bak bakalım bir daha yapıyor mu" diyenler yüzünden çaresizce onu bile denedim ve durumun daha kötü olmasına sebep oldum.
Şiddet gören, şiddet uygular, bu kötü bir lokomotif gibidir sonu da boka gider.
Bunun gibi durumları ben öğretmenken de yaşadım, yaşıyorum. Kendim bazen öğrencime kızdığım zaman, öğrencim seans sonrasında annesine "öğretmen bana kızdı " dediğinde ,annesi ; "İyi yapmış, kim bilir ne yaptın?" cevabını verince ben afallıyorum. Belki de ilerde şiddet gördüğünde- ki illa fiziksel şiddet olmasına gerek yok, bağırmak da bir şiddettir mesela, kendini sorgulamasına, suçu kendinde aramasına yol açacak, sağlıklı düşünemeyecek .
Buna nasıl izin verirler. Çok farkında olarak yapıldığnı düşünmüyorum. Biz de mesela bir filmde kötü adam dayak yediği veya öldürüldüğü zaman "oh gebersin iyi oldu ona" diye rahatlıyoruz mesela , bakın nasıl farkında olmadan şiddet olgusu içimize yerleşmiş suç ve ceza döngüsü.
Bu arda suç ve ceza demişken muhteşem ötesi kitabı tavsiye etmek isterim.
Yaşlı kadını öldüren ve kendini iyi birşey yaptığına inandırmaya çalışan ama kendiyle çelişkiler yaşayan Raskolnikov'un hikayesini muhteşem bir şekilde anlatıyor yazar bize.

Yine karmakarışık bir tespitin sonuna geldik.

foto

3 yorum:

Bukle dedi ki...

tamam dediklerine hak veriyorum ama diziyi izlerken karolinin ağzının ortasına vurmak sana da hoş bir seçenek gibi gelmiyor mu? :)

Robin Goodfellow dedi ki...

bukle: gelmiyor çünkü izlemiyorum heeheheh

Sagır Kedi dedi ki...

Nasıl desem her ne kadar kavgadan ve şiddetten uzak bir insan olsam da bazı kendini bilmez insanların kaba saba davranışlarına ve hakaretlerine maruz kalınca içimdeki şiddet ortaya çıkıyor.Ben nasıl sakin kalayım bana hakaret edilirken var mı çözümü?Eskiden çocuklardan daha çok nefret ederdim ama şimdi onlara ders verir gibi azarlıyorum asla şiddet uygulamam çünkü bütün suç ebeveynlerinde oluyor.Bu arada o veteriner bozuntularını dövesim var:)