1 Ekim 2010 Cuma

Derste aklıma gelenler

Ders sırasında düşündüğüm şeyler var. Meslea ben 45 dk boyunca dakika saydığım çocuklayken ailesi o çocukla 24 sata ne yapıyor? Benim böyle çocuğum olsa ne yaparım? Düşünüyorum, düşündükçe çocuk yapmaya korkuyorum. Öyle çocuklar var ki, 17 yaşında altı bezlenen, avaz avaz çığlık atan, kendine etrafına zarar veren, ağzının suyu hiç durmayan. Bazen aileler utanıyor. Bazen değil çoğunlukla.Çocukları ordan oraya koştukları zaman, nesneleri tutamadığı zaman falan. Mesela salyası durmayan ve elini ağzına sokup duran çocuk elini benimkine değdirince annesi hemen elini çekiyor çocuğun. Sanıyor ki ben iğrenirim. Utanıyor, hemen elini siliyor. Halbuki ben iğrenmiyorum artık . Normal insanların iğrendiği dayanamadığı salya, koku hatta bit falan iğrendirmiyor beni. Nötr durumdayım hatta.
Böyle aileleri herkes yalnız bırakır. Eğer ki çocuk etrafı rahatsız edecek davranışlarda bulunuyorsa o eve gidilmez, gidilirse de üf püf yapılır, akrabalar "senden oldu -benden oldu" kavgası yapar, dışarda herkes alık alık bakar, anne bütün gün evde o çocukla hapis kalır.
Bana göre en zor durumdakiler otistik çocuklar. Çünkü aileler nasıl davranmaları, nasıl yaklaşmaları gerektiğini bilmediğinden, kendilerince iletişimi deneme -yanılma yöntemiyle öğrendiklerinden dolayı genelde yanlış yapıyorlar. Çocuklarının dünyadan kopuk, empati kuramayan, kendi içine dönük halleri çok üzüyor onları. Ben de düşünüyorum. Çocuğum olsa, ben onu varsayılan olarak çok seviyor olacağım. Ama o belki, hiç bir zaman bunu anlayamayacak, ben karşısına geçip kendimi paralasam onun için fark etmeyecek.
Tabi ki de kanımca en en en zor olansa, ailelerin aklındaki "ben ölürsem çocuğum ne olacak?" sorusu. Sahi ne olacak? Tecrübelerime göre genelde ortada kalıyor. Ya akrabalarda sürünüyor, dayak yiyor, bir kenarda ölmeyi bekliyor veya bakımevine veriliyor . Hoş aile bir arada da olsa bile normal bir hayat süren, ailenin ilgilendiği ve o çocuğu bir birey olarak kabul ettiği, mutlu huzurlu aile sayısı o kadar az ki. Anne-baba birliği olması yetmiyor yani.
Gelelim can alıcı soruya. Bütün bunları biliyorum ve tanıklık ediyorum. Peki ya hamileyken böyle özel bir çocuğumun olacağını öğrenirsem ne yaparım?
Bu sorunun cevabını düşünmek zorunda kalmamayı ummaktan başka çarem yok görünen o ki.

1 yorum:

minyatürkalem dedi ki...

Hiç ilgilenmiyorum galiba, başıma gelme ihtimali yokmuş gibi davranıyorum. Yolda görünce belki de kafayı çevirip yolu değiştiriyorum. Sonra bu hayatları bilmeyerek ne sıkıntılar çektiğimin hesabını yapıyorum. Oysa benimkilerden çok daha zor birşeyler oluyor başka hayatlarda, bilmiyorum.