26 Eylül 2012 Çarşamba

Nancy'den haberler



Selam it dostları
 Ben epeydir anneannemle birlikte Akçay'da yaşıyorum. Anneannemin bahçeli bir evi var.


Orada dilediğim zaman bahçeye çıkıp kazıyorum, koşuyorum ve işiyorum.
Bazen beni zorla denize götürüyorlar. Denizi hiç sevmiyorum. Pis ve ıslak oluyor tüylerim.

Çevredeki kedilerin korkulu rüyası oldum. Hepsini kovalayıp kaçırıyorum. Ama bir tane anne kedi var , ona laf geçiremiyorum. Havlıyorum tıslıyor, ben de masanın altına kaçıyorum. Yavruları da benim balkonuma geliyor.
Bir de laftan anlamıyor, benim mamamı yiyor.


 

 İşte ben böyle tek başıma mutlu mesut yaşarken bir gün anneannemle teyzem eve bir köpek daha getirdi. Bir anne köpek saldırmış, bacağını iki yerden kırmış.
Bu da yetmiyormuş gibi aldılar onu arka balkona koydular. Benim mamalarımla kemiklerimi verdiler. Ben ondan hiç hoşlanmadım, hep uzak durdum.


 Adı Köpüş.
Köpüş'ün iyileşip gideceği günü iple çekerken, anneannemler Köpüş'ü iyileştirip bahçeye saldılar. Artık o da bahçede yaşayacakmış. Bekçi köpeği olacakmış.
Olacak iş mi şimdi.
Ne zaman dışarı çıksak üzerime atlıyor, oynamak istiyor. Ben de hemen hırlayıp üzerine patimi koyup evin hakiminin kim olduğunu ona gösteriyorum. Gerçi son zamanlarda iyice zor olmaya başladı çünkü Köpüş çok büyüdü.
Yine de evin hakimi benim dostum bunu unutma !

İşte böyle sevgili it dostları.
Keyfim yerinde. Annemi çok özlüyorum, geldiğinde hemen ayaklarına sarılıyorum, diş gösteriyorum, böylece onu ne kadar sevdiğimi gösteriyorum.

İki de haberim var.
Bu arkadaşımız yuva arıyor.


 Kendisi çok oyuncu. Benim gibi airstokrat olmasa da çok uslu bir köpek. Üstelik diğer köpeklerle çok iyi anlaşıyor.

 Bizim evdeki nüfus Köpüş'ün gelişiyle kontejanını doldurdu. Doldurmayan ailelerden haber bekliyoruz .



Bir haber de sokaklardaki diğer canlar için.
Katliam gibi yasa tasarısını protesto etmek için


Gidemiyorsanız da dilekçeyi imzalamak için:

http://www.sessizkalmasucaortakolma.com/dilekce/dilekce_detay.asp?id=1311


Herkese mutlu sallanan kuyruklar diliyorum.

3 Eylül 2012 Pazartesi

Mal

Bu aralar yazmak hiç gelmiyor içimden.
Ülkenin gündemine her gün yeni korkunç olaylar eklenirken, devlet büyüklerimiz (!) korkunç demeçler verirken, gün be gün daha ayrılıkçı olurken ve endişelerimiz büyürken yazmak gelmiyor.
Öyle mal gibi izliyoruz olup bitenleri endişeyle.
Çok kötü şeyler olacak ve biz de seyirci kalacağız sanki.