25 Haziran 2012 Pazartesi

Kardeş olmak

Şimdi Allah'ı var babam çok çalışkanmış. Annemden önce çok evlilik yaptığı için ben doğduğumda 2 ablam, 2 abim, ve hepsi benden büyük 3 yeğenim vardı.
Çok küçükken anlamazdım bu durumu. Hepimiz annemle babamın çocuklarıyız sanırdım. Büyüyünce öğrendim mevzuyu. Hala komik gelir bu durum bana.
Biz çok kardeştik yani . Ama aslında ben tek çocuktum, ama aslında Elem ablamla ben 2 kardeştik . Biraz değişikti yani durumlar anlayacağınız. Bunu ancak çizerek anlatabilirim ama ona da üşenirim.
Neyse kısacası kardeşlik, kardeş olmak nedir ne değildir iyi bilirim. Şimdi mesela Uzi tek çocuk. O kadar anlaşılıyor ki bu. Hayatı boyunca tek olmuş, paylaşmamış, annesiyle babası bütün dünyası olmuş bir çocukla kardeş sahibi olmuş insan arasında gerçekten bariz farklar var.
Bir kere kardeşsen doğal olarak evdeki herşey kardeş sayısına bölünür. 2 Kardeşsen eve bir gofret alındıysa yarısı senindir, ablan varsa onun küçülmüşü senindir, odanın yarısı senindir, yarısı onun. Evde oynanacak bir atari varsa olay çıkar ama macbursun paylaşacaksındır. Ablalık müessesesi nasıl bilmiyorum ama küçük kardeş olmak demek her daim ezilmek demek. Tabi ki ablan tarafından yoksa en küçük olan anne-baba nezdinde her zaman bebe her zaman bir numaradır , şımarıktır prensestir. Unutmuyorum ablam beni arkadaşlarının arasına almazdı, onlar gelince kapıyı kapatırlardı, patates kızartır kim bilir neler konuşurlardı. Ablam önüne koca aynayı koyup müziği de açıp saatlerce makyaj yapardı mesela, saatlerce telefonda konuşurduve saatlerce bunalım takılırdı.Ne çok kavga ediyorduk Allah'ım.
Ablam beni gerçek hayata mümkün olan en sert koşullarda yetiştirmeye ant içmişcesine sert davranırdı bazen. Sigara yaktırırdı sonra da içiyo musun yoksa diye kızardı. Halbuki hiç içmedim hiç de sevmem sigarayı. Kzıdı mı saçıma yapışıveriyordu ve bir keresinde dişim kırılmıştı hararetimizden.Her nanemiz ortaktı. Kumbaramdaki param, yeni aldığım kıyafetim falan. Ona almış gibi karşılardı durumu herhalde kardeş olmak buydu.
Doğal ortak.
Sonuçta üzüntüde de sevinçte de kendini sana doğal olarak yakın hisseden hayatında bir tek o oluyor.
Ben de çocuğum olursa bütün o çocuksevmezliğime rağmen kardeşsiz çocuk olsun istemiyorum. Kardeşi olsun, paylaşsın kavga etsin, mücadele etsin, sevsin, didişsin ama kardeş olsun .
Ablalar candır.

22 Haziran 2012 Cuma

Akrep değil, örümcek değil çıyandır o

Geçen yıllarda evde akrep çıkması olayı yaşamış, uzun süre gözümü yerlerden ayırmaz olmuştum. Geçtiğimiz akşam banyo paspasında sülün gibi uzanmış olan bu arkadaşı  görünce geçmişe korkunç bir dönüş yaşadım. Hayvan da hayvan değil canavar ! Normalde evde gördüğümüz örümcektir, efenim çok bacaklı değişik böcek elemalardır tipleri öldürmeyiz, peçeteyle falan alıp camdan aşağı sallandırırız. Ama arkadaş bu da çıyan ya! Görünce kendimden beklenmeyecek hareketler yaptım. Uzi'ye "bu evdeyken ben yaşayamam" dedim :D Topuklu ayakkabının toğuğuyla pekmezini akıtmak suretiyle öldürdük yaratığı. Biz yine şanslıyız. Milletin yatağında çıkmış,tavandan üzerine düşmüş, bacağına tırmanmış. Oyy düşünmek bile feci yapıyor.
Eh şimdi yine yollara baka baka evde dolanacağız mahkum. Bir daha karşımıza çıkarma yarabbim yaaav.

Yaşam hakkına sonuna kadar saygı ama üzgünüm sevgili çıyan seni kendi yoluna bırakamazdım.

21 Haziran 2012 Perşembe

Arkadaş arkadaş dediğin nedir?


Son bir kaç yılda artık büyümemin meyvesi midir nedir ama artık arkadaş- dost çevremi daraltmaya başladım. Önceden "ne olursan ol yine gel" düsturundayken bunun artık işe yaramadığını görüyorum. Neler oluyor yahu herkese, neden insan kimseye güvenemiyor, neden kalbini açtığına bin pişman ediyor, neden sende olana bu kadar takıyor, neden hırsını bu kadar belli ediyor? Çocukken arkadaş olmak ne kolaydı. Annen "haydi içerde güzel güzel oynayın kardeşle" derdi sen de oynardın. Arkadaş olurdun. Veya lisede. Aynı müzik grubunu mu seviyordun, hoop arkadaş olurdun. Şimdi çok zor sanki her şey. Bu yıl yollarımı ayırdıklarım, notunu verip kenara koyduklarım, barışıp güvenemediklerimin yılı oldu sanki. Ben de sakınıyorum kendimi artık. Herkes ve herşey değişiyor. Ama yeni insanlara güvenmen zorlaşıyor.Böylece kemik eski dostlarına daha da bir kıymet veriyorsun.
Geçen Uzi ile de konuştuk bu konuyu.O da çevresini dartutangillerden. Boşuna dememişler nerde çokluk orda pokluk.
Neymiş; eski dosttan düşman olmaz. Ama eski düşmandan da dost hiç olmaz.

7 Haziran 2012 Perşembe

Yol göründü


Bana yine yol göründü. Bu akşam yola çıkıyorum, annemin yanına Akçay'a gidiyorum. Annemi özledim, köpeğimi özledim, sakinliği özledim.
Her ne kadar tren harici bütün araçlar midemi bulandırsa ve beni tutsa da yolculuk etmeyi seviyorum. Koltuğuma yerleşip orayı geçici bir eve çevirmeyi, uyumayı falan seviyorum.
Bakalım yaklaşık 8 saatlik yolculuk nasıl geçecek.
Haydi İstanbul kendine iyi bak.

4 Haziran 2012 Pazartesi

İlk Yıl

Ne çabuk oldu bir yıl.
Daha uzun süredir evli olanların dediklerini duyar gibiyim "daha dur ne yıllar geçecek" .
Bu yıl , ilk yıl, evimize , birbirimize alışarak, çokça gülerek, eğlenerek, gezerek, didişerek, küsüşerek geçti. Biz zaten haftanın 3 gününü birlikte geçirdiğimzi için evlilik çok farklı olmaz sanıyorduk ama farklıymış gerçekten. İki farklı insanın tamamen aynı evi paylaşması bambaşkaymış. Bahsettiğim "ay çok değişti anacım, evlenince erkekler çok değişiyor" tarzı bir durum değil. Değişen şeyler, dahası değişmesini beklediğim şeyler zaten yoktu çok şükür. Farklılık şu; aile olmak seni dönüştürüyor, anlayışlıysan daha anlayışlı oluyorsun mesela, sivriysen törpülüyorsun.
Birbirine denk olmak ne kadar güzelmiş, aynı yere bakmak, ruh ikizi olmasak da dengimiz olmamız ne kadar mutluluk vericiymiş.
Mutlu yıllar bize ^^
Daha nice nice