28 Temmuz 2012 Cumartesi

20 Temmuz 2012 Cuma

Tatil ganimetleri

Millet tatilde takı, magnet, incik boncuk alır, biz gittik kendimize bir sürü kitap aldık. En güzel bir şey. Soldakiler Uzi'nin, sağdakiler benim kitaplarım.
Normalde Uzi kitap okumayı sevmez. Ancak böyle beyin kurcalayıcı, düşündürücü, problem çözmeli vs. kitapları sevior okuyor.
Tatil süresinde Aklından Bir Sayı Tut ile Gözlerini Sımsıkı Kapat'ı bitirdi ve Empati'ye başladı bile. Adam hızlı, kitabı sanki ona verilen projeymişcesine okudu bitirdi.
Sağdakilerden de ben Tavan Arasındaki Buda'yı okudum. İtiraf etmeliyim ki biraz sıkıldım. Kitapta konuya ilişkin pek bir ön bilgi veya son bir yazı yok. O kadınlara ne oldu, kim nasıl ulaştı onlara bilemiyorsunuz. Yazarın dili de iç karartıcı ve yorucu.
Uzi'nin Empati'sini geçen yıl okumuştum, tavsiye ederim.
Şu anda Gizli Anların Yolcusu'nu okuyorum. Yarısına geldim sayılır. Diğer bütün Ayşe Kulin kitapları gibi akıcı ve merak uyandırıcı ilerliyor. Konusu ilginç okunası bir kitap.
Yaşasın kitaplarım!

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Tatil kafası bitti, hafta çoktan başladı

İyice üşengeç oldum. Fotoları makineden pc'ye aktarmak zor geliyor diye yazı yazmaz oldum.
Bütün yıl bunun hayaliyle yaşayan nice yurdum ailesi gibi biz de tatile gidip döndük. Dödükten sonra bir türlü yazamayışımı da geldiğimizde bizi karşılayan iğrenç ve yapış yapış sıcak havaya bağlıyorum.
Geçen hafta Akçay'da annemin yanındaydık Uzi ile. Kedicikleri de evde bıraktık, arkadaşlarım gün aşırı gelip ilgilendiler sağolsunlar.


Neyse, normalde güzel esintili olan Akçay bizim olduğumuz haftanın şansına sıfır esintiyle bizi pişirdi. Ama tabi ki moralimizi bozmadık ve hiç birşey yuapmamanın keyfini sürerek değerlendirdik bunu. Mesela haber seyretmedik doğru düzgün, plan üstüne plan yapmadık, bol bol yatavizyon, uyuklama, oraya buraya yürüyerek gitmenin keyfi gibi minik keyifleri yaşadık. İstanbul'dan ne kadar bıktığımızı anladık. Trafiğinden , pis havasından gereksiz pahalılığından yakındık. Uzi ile eniştemin aynı gün olan doğum günlerini kutladık. Köpeğimizle hasret giderdik. ( Daha doğrusu ben giderdim olacaktı heheh.) Yattık kalktık keyif çattık yani. Ayrılırken insan üzülüyor, kalbi oralarda kalıyor ama neyse ki bir ay sonra uzatacağımız bayram tatilimiz var, sonrasında kurban tatilimiz var diye kendimizi teselli ettik.
Normalde Uzi ile tatillerde bir motor kiralarız ve o gün gönlümüz nereye isterse oraya gideriz, nerde durmak istersek orda dururuz, yüzeriz, yeriz , içeriz... Bu kez annemin yanında olmanın nimetlerinden yararlanıp (ultra herşey dahil sistem)  sakin bir tatil geçirdik. Bildiğimiz Akçay işte nesini gezeceksin üstelik.
Bu arada bir karar aldık Uzi ile. Hayaller kurduk ( hayır çocuk değil, hala ikimiz de istemiyoruz) . Her şey yolunda gidecek buna inanıyorum ve planlarımızı gerçekleştirebileceğiz heheh.
Tatil dönüşü eve girer girmez evin tam anlamıyla içine eden kedilerin yüzünden derhal kolları sıvadık ve temizlik yaptık. Ancak öyle kafayı vurup uyuyabildik.
Tatil ardından işe başlamak elbette çoook zor geldi. Haftanın 3 günü çalıştığıma hiç bu kadar sevinmemiştim. Bugün boş günüm şükürler olsun ki.
İşte böyle.