30 Ağustos 2007 Perşembe

iz bırakanlar unutulmaz

Şu anda Vega'nın enfes şarkısı "iz bırakanlar unutulmaz" ı dinliyorum.Ve her zaman olduğu gibi "Ben bu şarkıyı nasıl dinlememişim" diyorum.
İşe başladım,bugün 2.günümdü.Dün sabah heyecanla uyandım giyindim gittim.4 durak falan önce inmişim meğer,yürüdüm biraz iyi geldi ama yürümek.Sabah 9 dan 12 ye grup vardı.Önce kahvaltı ettik poğaçalar reçeller her şey,sonra grup odasına girdim.Bir mental retardasyonlu çocuk,bir spastik ve bir üstün zekalıdan oluşan grubumla önce ne yapacağımı düşündüm.Evet spastik ve aynı zamanda mental retardasyonu olan çok zordu.Gün içinde birden fazla nöbet geçirdi.Diğerleri çok kolaydı,okuma yazma çalışmaları yaptık oyun oynadık çok iyi geçti.2 de de bireysel öğrencim Bora geldi.Bora down sendromlu,çok uyumlu,sempatik çabuk kavrayan bir çocuk.Dün biraz sıkıldım,çocuk yoktu ben yabaniydim insanlar biraz tuhaf geldi ama geçti.Bugün daha mutluydum saat 3 e kadar çalıştım durmaksızın.Ama yarın bireyseller arasında 15 dk ara vereceğim ki dinlenebileyim zihin olarak yoruldum doğrusu.

Bu aralar manyakça şeyler yapıyorum ve düşünüyorum.Bakalım neer olacak,elimde değil,daha fazlasını söylemek yapabilmek isterdim hem de çok çok ama...Bu zaman da geçecek..Sadece üstünde düşünmeyi seviyorum,düşüncelerim kimseye zarar vermez en azından.
Yarın haftanın son günü,beni sakin bir haftasonu bekliyor sevgilim tatilde,Duygu pazar akşam dönecek,ben de tüm haftasonu dilediğim gibi kendi başıma tatilimi yapacağım.
Yazmaya başlayınca güzel bir karar gibi gelmişse de malesef paslanmışım.O yüzden buna bir son vereyim bu akşamlık.

gittim.

26 Ağustos 2007 Pazar

yeni bir iş

Düşünüyorum da,evdeki defterimi veya bu blog u seçmem gerekiyor,ikisine birden yazmak çok zor rapor vermek gibi 2 yazı birbirinin benzeri.Bir günlük defterde yaşanmışlık vardır,içine ıvır zıvırı tıkıştırırsın,sevgilinle gittiğin sinema bileti,sakız kağıdı,önemli bulduğun şeyler işte,defterin içine koyulabilecek ne varsa.Ben bu işte oldukça sınırları zorlamıştım defter defter olmaktan çoğu kez çıkar,iki kapağı bir araya gelmek bilmez defter bittiğinde.Hem gizli şeyleri de yazabilirsin deftere en gizli düşüncelerini,başkalarına manyakça,sapıkça,saçma veya aptalca (hepsi aynı kapıya çıkıyor) gelebilecek şeyleri yazarsın.Sonra ne bileyim en yakın arkadaşına beslediğin duygular ("aman allahım o değişiyor,geçen gün bana şöyle dedi böyle dedi,sanki ben bilmiyorum çok zayıfladığımı hıh!")bu gibi şeyler işte.Buna rağmen şimdilik buna yazmaya devam edeceğim.

Bu uzun ve gereksiz girişten sonra asıl meseleye dönelim.İş buldum.Bir özel eğitim merkezinde haftanın 5 günü 9 dan 6 ya çocuk gelişimci olarak görev yapacağım.Çarşamba günü başlıyorum ve heyecanlıyım.Tam anlamıyla ilk gerçek özel eğitim deneyimi olacak.Sabah 9 dan 12 ye grup terapisi,1 den 6 ya 1 er saatlik bireysel terapi.Çok okumalıyım,çok öğrenmeliyim.Özel eğitim çok zor bir hadise.Terapiye aldığınız çocuğun birden avaz avaz bağırmaya başlaması,kendine zarar vermesi ya da size saldırması an meselesi.Birden kendi dünyasına gömülüp kaldığında onu başka şeylere yöneltmeye çalışıp istenilen davranışları kazandırmaya çalışmak ise sizin işiniz.Çok zor.Hem aileler için hem sizin için hem çocuk için.Henüz sınıfları bireysel odasını,çocukları ve yardımcımı görmedim.Çarşamba günü başlayınca nasıl bir başlangıç yapacağımı bilmiyorum.Geçen yıllarda anaokulunda çalışırken ilk günler kendimi tuvalete kapatıp nasıl dövündüğüm,"ne işim var benim buradaaaa" diye içimden haykırdığım dün gibi aklımda.Zamanla atmıştım üstümden o ruh halini çocuklar da bana alışınca.Bakalım Çarşamba neler olacak.