31 Aralık 2011 Cumartesi

Mutlu Yıllar


Yeni yıla hazırız.


                                                          
                                   2011 Bana çok güzel mutluluklar getirdi. Evlendim, aile oldum.        








                                                       Bence en önemli şey buydu.
                                 2012'de daha ne isteyeyim ki. Aynen devamını isteyeyim.
                                                           Herkese mutlu yıllar.





20 Aralık 2011 Salı

bir köpek hikayesi



Çarşamba günü Nancy'yi tuvalete çıkardığımda etrafta koşuşan bu beyaz erkek Terrier'i gördüm. Bizim sitenin bir sürü işinden sorumlusu kişi bulmuştu onu. Kaçmış veya bırakılmış bir köpek. İki tasma vardı üstünde biri kırmızı boyun tasması birisi kırmızı pire tasması. Her yeri işaretledi tabi Nancy'yi görünce. "Ben bunun yuvasını bulacağım" dedim. Eve geldim. Google'da arama yaptım." Beyaz erkek Terrier köpeğim kayboldu" falan yazdım. Bir sürü sonuç çıktı tabi. Bir tanesi dikkatimi çekti. Kırmızı iki  tasması olan 6 yaşındaki beyaz erkek Terrier cinsi köpeğimiz dükkanımızın önünden çalındı diyordu ilanda. Bir sürü yere ilan vermişti o kullanıcı. Ama ne telefon ne mail hiç bişey yoktu ve ilan geçen yıldan kalmaydı. İlanı verenin adı soyadı, oturduğu semt, ne dükkanı olduğu falan hepsi vardı ama direk ulaşabileceğim bir numara yoktu. İlandaki köpeğe de çok benziyordu.
Önce oturduğu semtin bir caddesindeki facebook sayfasına (falanca caddesi gençliği)  mesaj attım. Sonra köpeğimiz çalındı ilanı verdiği yerlerin admimine mesaj attım. O kişi bir zamanlar facebook kullanıyormuş ama artık profili yoktu. O yüzden nasıl ulaşırım diye kendi kendimi yedim. Köpeğin çalındığı dükkanın tüpçü dükkanı olduğunu öğrenince bu kez o civardaki tüpgaz bayilerini aramaya başladım. Ama akşamdı ve hiç biri cevap vermedi. Ertesi gün ilk iş tüpçüleri aradım.
Çoğu  "Abla burası tüpçü" diye az biraz bozuk attı, hatta bir tanesi adam da "yok bacım bizde öyle şey olmaz" (!?) dedi. Neticede tüpçülerden sonuç alamadım.
Bu kez aklıma geldi, oranın mahalle muhtarlıklarını aramaya başladım. 3.Muhtarlıkta o kişilerin o mahallede olduğunu öğrendim. Muhtar da köpeği çalınan aileyi tanıyormuş. Çok sevindi. "Aaa Pamuk'u mu buldunuz?" dedi. Numaramı aldı ismimi aldı, köpeğin sahibine hemen haber vereceğini söyledi. Akşam eve gittim, o aile beni aradı. Bir sevinç bir sevinç. Mümkünse hemen köpeği almak istediklerini söylediler. Hemen sitedeki güvenliğe köpeği sordum. Aldığım yanıtla kafayı yedim. Siteden biri , köpek dışarda yapamaz diye köpeği alıp barınağa götürmüş. Neyse ki Yedikule'ye götürmüş.
Haydaa, sahibini ara, barınakta de, Yedikule sorumlusu Meral Hanım'ı haberdar et. Heyecan heyecan...
Ertesi gün haber geldi.
O aile köpeğe bakmaya barınağa gitmiş heyecanla. Ama o köpek değilmiş. Çok benziyormuş ama onların köpeği değilmiş.
Çok üzüldüm. Keşke yine de alsalardı da bir köpecik daha yuva bulsaydı barınaklarda kalmasaydı.
Şimdi iş başa düşüyor yine, hala aramalara devam ediyorum. Köpeğini kaybeden var mı diye nette dolanıyorum. Henüz bir sonuç yok.
Keşke sahibini bulsam.
Eğer kaçtıysa  -ki kaçmış olabilir kayışıyla falan bizim orada bulunmuş köpek ,sahibi ilan verdiyse falan kolay da, eğer kasten sokağa atıldıysa ne fena :(

Uzun lafın kısası Müge Anlı antipatiği gibi ben de sanırım kayıp işine girmeliyim. Dedektif gibi iz sürer oldum.


12 Aralık 2011 Pazartesi

Bag of Bones


Ben delirmeyeyim de kimler delirsin söyleyin bana. Bu akşam önce favori Stephen King eserlerim arasında yer alan Bag of Bones'un tv dizisi olarak çekildiğini, sonra Aralık'ta yayınlanmaya başlayacağını sonra da ilk bölümünün yayınlanmış olduğunu görünce heyecandan delirdim. Bu kitabı bin kez (yaklaşık) okumuşumdur. Kesinlikle en iyilerinden biri. Benim favorim elbette "İt" 'tir ve öyle de kalacaktır ama bu kitap da enlerim arasında. Altyazısını kudurarak bekliyorum. İzlememek için kendimi zor tutuyorum. Of inşallah içine etmemişlerdir konunun. Çok umutluyum bakalım.

3 Aralık 2011 Cumartesi

İş yeniden

Pazartesi yeni işime başlıyorum sonunda. Özledim çalışmayı, sabahları giyinip süslenip işe gitmeyi. Hadi hayırlısı.