2 Kasım 2009 Pazartesi

Matematik- Edebiyat bilmem, ben nasıl öğretmen oldum onu hiç bilmem.

Ben okumayı-yazmayı çok küçükken öğrendim. Dün gibi aklımda. Bir tane ilkokul birinci sınıf kitabı vermişlerdi elime. Bütün aile toplanmış etrafıma. Ben başladım okumaya. Herkes aa okuyor bu çocuk dediler. Okula başladığımda gazete okuyordum ben. 1.Sınıfa da erken gönderdiler beni. İlk günler herkes başladı çizgi çizmeye. Düz çizgi yan çizgi çiz babam çiz. E ben gazete okuyorum. O zamanki favori kitabım Fadiş'i hatim etmişim, Kim kimdir ansiklopedilerini okuyorum. Öğretmenime dedim ki "Ben çizgi çizmek istemiyorum." Bu sefer de verdi Ali gel. Ali gelemez olası Ali, sayfalar dolusu Ali gel, Ali bak, Emel bal al. Eve geliyorum öğretmen vermiş sayfalarca Ali türevleri. Ben bitiriyorum ödevi, başlıyorum Denizler altında 20.000 fersah'ı okumaya. Evde, yatakta, yorgan altında lambayla, çatıda, ağaçta, hamakta, misafirlikte her yerde okuyorum da okuyorum , okumalara doymuyorum. Bana kitap yetişir mi bu hızda. Daha beyaz opak çoraplarım ayaklarımda okulda Ali gel ama ben banliyö trenlerini biliyorum, ısırgan neden yakar onu biliyorum, fotosentez nedir onu biliyorum. Rahmetli babam da çok ama çok okuyan bir adamdı. Bir sürü kitabın ilk baskıları vardı onda. Bir soru sorardın hemen kitapları sererdi önüme al öğren diye. Gazeteden bir yazı okutur sonra da sorardı ne anlatıyor diye. Hep elinde kitap olurdu.
Neyse okulda baktım arkadaşlarım dışlamaya başladı okulda fiş yazıyorum diye, bu sefer dedim öğretmenim ben de çizgi çekmek istiyorum. Bu sefer çizgiye döndük.
İlkokul öğretmenim lanet bir kadındı. Eğer ki bir hakkım varsa helal etmiyorum kendisine beni çürüttü kadın. Bir gün okula müfettiş geldi. Ben 3. sınıfta falanım. Çocuklara GAP nedir çocuklar diye sordu. Ben hemen parmak kaldırdım. Zaten benden başka kimse kaldırmadı. Ben hemen cevap verdim. Gazeteden okumuştum ya ordan biliyordum. Müfettiş aferin dedi oturdum. Ben anlattım dedi öğretmen. Halbuki yalancı kadın anlatmamıştı.
Matematik dersine başladığımızda bir baktım ki matematik özürlüyüm. Öyle böyle değil anlamıyorum olayı. Kümlerden sonra karıştı işler. Ben matematikte yetersiz oldukça öğretmenim mankafa diye kafama vururdu benim. Hiç unutmam. İnşallah ilkokul öğretmenim Neriman Güzel benim gibi diğer çocuklara da unutamayacakları böyle iğrenç anılar bırakmamıştır. Ben o zaman bu zamandan beridir matematik derslerinde kitap okurum. Öğrencilik hayatım boyunca böyle geçti. Sırf o yüzden ortalamam tutsa da matematik yüzünden teşekkür falan alamadım. Matematiği umursamadım o da beni umursamadı, hep böyle seviyeli bir ilişkimiz oldu. Ben markette falan para üstünü hesaplayamadım, öğrencilerimle matematik çalışırken masa altından parmak hesabı yaptım, dolmuşta falan 2 Bostancı ne eder uzun süre düşündüm, yüzde 50 lik dışında indirimleri hesaplayamadım ama yine de sevindim, hatta daha önceki bir yazımda bahsettiğim gibi müthiş bir matematik seviye belirleme sınavıyla ortaokula alındım ama yine de uzak durdum matematikten.
Ben uzak dursam da matematik beni bırakmıyor ki.
Bir kaç gün önce komşumuzun kızı geldi. Lise 1. sınıfta. Bir soru soracağım dedi elinde defteri. Bakayım dedim ve dannn! O da ne? Bu matematik mi dedim kıza. Çünkü sayı mayı yoktu. P vardı q vardı, değişik şeyler vardı.Gözlerim kamaştı bir an. Ne diyeceğimi bilemedim. Ben dedim matematik özürlüyüm ebe ebehhşlkldsfkişflasafploprlgk gibi sesler çıktı benden. Öyle gitti kız elinde defter.
Bu akşam da yine kapımı çaldı. Baktım bu sefer edebiyat defteri elinde. Sınavı avrmış. Hah dedim getir. Ama o da ne? Tamamen ezbere dayalı, tanım soruları. Aptal aptal şeyler. Öğretmen anlatmamış bir halt sadece ezbere yazdırmış ha babam. Hay dedim tüküreyim böyle eğitim sisteminin içine. Bu çocuklar ondan okuldan dersten bucak bucak kaçıyorlar. Hiç bir fikir tartışması, beyin fırtınası yok. Kızın yazılanlardan haberi yok. Geçeceği kadarını ezberlemiş bitmiş. Tamamen edebi bir dille yazılmış, tanımlarla ezbere dayalı sistemin esiri müfredat kitabı ve belli ki müfredat öğretmeninin esiri lise öğrencisi. Bazı şeyleri anlattım açıklamaya çalıştım ama baktım bakıyor öyle bana. Kusura bakma çok ayrdımcı olamadım sana dedim. İçinden demiştir sen nasıl öğretmensin be, matematik yok edebiyat yok. Yok canım yok bende bir bok yok. Millet o p leri q ları öğrenirken ben sıra altında Kaptan Grant 'ın çocuklarını okuyordum çünkü. İyi ki de okumuşum. Ha ilerde amacım atom mühendisi doktor falan olmak olur çabalarım ama ben zaten ressam oalcağım, tiyatrocu olacağım diyordum ne matematiği.
Kendi çocuğumu da bu sisteme kurban vermeyeceğim. Geçeceği kadar not alsın bana kafi. Ödev ödev diye karabasan gibi başına çökmeyeceğim, notu 4'ten 3 e düştü diye psikolog psikolog gezmeyeceğim, özel dersler aldırmayacağım. Okulda öğretilenlerin onu yemesine izin vermeyeceğim.
Bu da böyle biline.
Foto

20 yorum:

Unknown dedi ki...

aynen ben de...
mutlu çocuk olsun benimki büyüdüğünde de mutlu olsun hatta manav olsun yine mutlu olsun bee :)

Haydins dedi ki...

Eşimin yeğeni bu sene 3. sınıfa gidiyor..Geçen sene Amerikada okudu babasının işi nedeniyle o yüzden matematiği kötüymüş bu sene..Ve sonuç ders alacakmış!!daha 3.sınıfta yuhh diyemedim kibarlığımdan :)

Robin Goodfellow dedi ki...

funda: evet mutlu olsun gerisi gelir zaten, bence asıl baskı altına alınmayınca kendisini neyin mutlu ettiğini görüp o işe yönelecektir. mutlu olduğu için de başarılı olacaktır.

haydins: ben senin yerine diyebilir miyim haydins :D

defne dedi ki...

oh, iyi yapmışsın :) bak ne güzel işine de başlamışsın, matematik seni durduramamış :) darısı aynen senin gibi olan bi kuzenimin başınaa ( mesleki açıdan ) amin :)

Robin Goodfellow dedi ki...

defne: matematikçi falan olmakisteseydim veya kasiyer falan durdururdu muhakkak ama allahtan ona göre meslek seçtim :)

Adsız dedi ki...

çocuğumun eğitimi konusunda ben de senin gibi düşünüyorum umarım yapabilirim bunu.. çünkü çocuklar insanın açığını arıyolar devamlı. sen gevşek davranıyosun diye hepten salabilirler, belki bi daha toparlanmayacak şekilde.. arada bunun kaygısını da duymuyor değilim..

Uzay dedi ki...

X^2 + Y^2 = Z^2

Robin Goodfellow dedi ki...

gülcan: evet işin bir de o tarafı var dimi, bakalım dengeyi nasıl tutturacağız :D
uzay : al işte , bu matematik mi edebiyat mı :P

tosbagalar dedi ki...

Benimde 4. sınıfa giden bir oğlum var. Okulla pek arası yok. Pek çok öğretmen bu yaşlarda sadece kitap okusun gerisi gelir diyor ama bizim öğretmenimiz deliler gibi matematik diyor. Çok bocalıyoruz sinir harpleri yaşıyoruz. Aslında bizde bilmiyoruz ne yapacağımızı. Zorla yaptırılan dersten birşey anlamıyor...

Robin Goodfellow dedi ki...

tosbagalar: bırakın sinir etmeyin kendinizi de çocuğunuzu da, belli ki o alana ilgi duymuyor, duymadıkça başarısız oluyor, oldukça ilgisi de azalıyor bu bir kısır döngü.

Jones dedi ki...

O "p"leri "q"ları çok severim matematik özürlü biri olarak..Mantık dersinde de yapardık ondan sanırım..Hele içine ve-veya-ancak ve ancak-ise-değildir falan da girerse oohh..Tam zihin egzersizi :)

Mimmi dedi ki...

matematiğe bayılırım
onla bunu topla havuzu 3 musluk doldursun biri boşaltsın (salaklar kapatın o musluğu diyesim hep vardı) ali ile velinin 10 sene sonraki yaş toplamları acayip hoşuma gider..ama şu failatüm failatün bişi tarzı edebiyat benden uzak dursun ki durdu kopya sağolsun geçtim..
Annem bütün yaz kitap okuturdu bana, al okuma sayfalarına bak derdi sonra da gizli 5ler napmış gördün mü derdi napmış derdim bilmem kiki der kaçardı merakımdan okurdum iyi ki de yapmış yani seviyorum kitapları artık.. Eşimin yeğeni var 4. sınıfta para üstü hesaplayamaz, çarpım tablosunu bilmez, 26+7 yi parmakları ile sayar, sonucu yanlış bulur 6nın yarısı kaç dediğimde yarılara gelmedik der.. Ahanda geleceğimiz diye ölcem ben sinirimden. Oh be içimi döktüm rahatladım...

Robin Goodfellow dedi ki...

jones: mantık olsa canım kurban ama matematik bu yahu :D

sheena: ben de derste bazen hesap makinesi kullanıyorum, ama öğrenciyken değil, şimdi öğrtmen olarak kullanıyorum. ama çaktırmadan :D

Jones dedi ki...

Itır geleceğimiz bu deyip Çağan'a haksızlık yapma,ben bu yaşta çarpım tablosunda 7leri 8leri düşünüyorum :)
Ama öte yandan sana ezberden bütün Avrupa başkentlerini sayar,divan şiiri okur,Uşi Antlaşması'nın önemini anlatırım :))
İlgi alanı sonuçta :)

lale kunt dedi ki...

ay şu yazıyı okurken nasıl eğlendiiiim, yalnız değilmişim yaw daha ne olsun :)
kafam matematiğe hiiiç basmıyo benim de, üniversite sınavına hazırlandığım sene özel ders aldım vallahi tek bi tane soruyu doğru çözmüşüm o da parmak hesabıyla bile çıkıyodu zaten :D
senin gibi ilkokula erken başladım, 6 yaşındayken. öncesinde babam öğretmişti okumayı da yazmayı da, herbişeyi bilerek gittim okula. tabi matematik hariç :)
neyse ki resim yapabiliyorum da güzel sanatlara kapağı attım, yoksa aç kalmıştım resmen. hala daha cep telefonumun en çok kullandığım özelliği hesap makinesidir :)
haaaa bir de ilkokul öğretmenimden nefret ederim, aynen. adını hatırlamıyorum valla öyle bi silmişim aklımdan. Allah bildiği gibi yapsın uyuz kadını. hep nefretle anarım.

Robin Goodfellow dedi ki...

uyuz cadı: kaç kişi daha böyle toplanalım facebook ta grup kuralım :P:P :D:D

Robin Goodfellow dedi ki...

uyuz cadı: kaç kişi daha böyle toplanalım facebook ta grup kuralım :P:P :D:D

Primarima dedi ki...

Ne güldüm yaa :)
Deli manyak:) senın kitap hastalıgın taa o zamandan başlamıs ben senın kadar kitap delisi biri daha tanımadım henüz.

Damlo dedi ki...

ösledim bee.

Robin Goodfellow dedi ki...

primarima: ne yalan söyleyeyim öyleyim valla :D

damlo: çalışmak kolay mı? daha çok özleyeceksin nihoahahahah