26 Temmuz 2010 Pazartesi

Kezban Tatilde

İki gündür saadet içindeyim. Cumartesi akşamı geldik otelimize yerleştik. Akşam yemeğinden sonra vurudk kendimizi yollara. Arkadaşlarımızla buluştuk. Geçen yılın Olimpos faciasından sonra mis gibi geldi Ölüdeniz. Canlı cıvıl cıvıl. Gerçi şu barların saçma sapan şovları, turist çekmek için binbir maymunluk yapmaları , her restoranda özel English Special menüleri salakça gelmiyor değil. Ha bir de burası pahalı. Her şey normal fiyatının 3 katı falan. Normalde mesela Midpoint'de lüks bir yemeğe vereceğin paraya burada antin kuntin yemekler var mesela, dünyanın en pahalı hamburgeri var, kıçıkırık bir restoranda bile 9 liraya pancake var, 16.50 tl'ye spagetti var...
Neyse ,dün Ölüdeniz'de denize girdik. Meraklısına söyleyeyim; denizi bulanık, ılık ama doğası güzel gerçekten. Uzi ile kano kiralayıp bütün kıyıyı gezdik. Ve bir not daha; burada nem yok. Evet hava felaket sıcak, evet resmen kumsalda yandığını hissediyorsun ama şapır şapır terlemiyorsun. Ama Fethiye'nin merkezi sıcak, hem de nemli ve yapış yapış.
Havada o kadar çok yamaç paraşütü yapan vardı ki bir ara havada 11 tane saydım. Ben de istiyorum, hatta buraya karar vermemizdeki etkenlerden biri de oydu. Fakat yamaç paraşütü 120 tl. Buna değer belki ama burada her anında kazıklandığın hissinden dolayı bunda da sezonda parsayı toplayalım zihniyetinin bir parçası olmak istemiyorum. Ya da bilmiyorum canım çok fazla bunu yapmayı istiyor .
Yüzdük, piştik, akşam da Fethiye'nin merkezine gittik. Ben İstanbul'da olmayan hiç bir şey görmediğim için çarşısı falan pek çekici değildi. Yine aynı kazıkçı zihniyetle üstünde Fethiye-Ölüdeniz yazan her boku satılığa çıkartmışlar.
Feneri de orada söndürdükten sonra geldik 2.güne...
Bugün de her tatilcinin vazgeçilmesi tekne turumuzu gerçekleştirdik. Her tatil beldesinde muhakkak bir akvaryum koyu vardır değil mi? Burda da var. Biz de 12 adalar turumuzu yaptık. Denizde fırtına vardı o yüzden bazı yerleri es geçtik. Her koyda atlamaca, kaydıraktan kaymaca, eğlence... Demir attık mı Age'yi tutmayın.
Teknenin en üst kısmında bir yer vardı. 4 Metre falandı. Millet atlıyor, çılgın! Ama oraya kadar gidip geri dönen de çok. Atlasam mı atlamasam mı? Taktım gözlülümü, çıktım oraya, başım döndü. Düşme korkum yüzünden balıklama bile atlayamam ben, rüyalarımda bile düştüğümü görürüm. Yumdum gözümü atladım. Boşluk duygusu çok fena, düşme hissi de öyle... Kendimi düz tutmaya gayret etsem de çaaaaaaaaaaaaaat! Bacaklarım belim totom cayır cayır yandı. Refleksle bacaklarımı karınma çekersem olacağı budur. Şu an özellikle sağ bacağımın arkasında koca bir çürük var.
Yüzdük yüzdük öldük. 6 Kişi muza bile bindik, caanım 4 senelik deniz ayakkabılarımın tekini muzda düşürdüm, ara ki bulasın.

Bütün gün güneşlenmek için uğraşmasam da şu an yanık ötesi bir Ayşegülüm ben. Aferin bana !

5 yorum:

Jones dedi ki...

Hiii o kıymetli deniz ayakkabını mı düşürdüüün? Eyvah eyvah :D :D

Ah ah o 4 metrelik yer burdaki teknede de olacaktı, normal yerden girmezdim valla; atlar dururdum.

Haydins dedi ki...

Evet bir İstanbul'da yok o akvaryum koyundan galiba :)
Biz tatilden döndük canım :) Bir daha ki sefere paraşüt :)
Fethiye , Marmaris İngiltere gibi zaten , menüler bile ingilizce geliyor :)Yemekler, kahvaltılar onlara göre..Biz turist gibi kalıyoruz :))

aysencifci dedi ki...

Hadi iyi tatiller:) Keşke Nancy'yi bize bıraksaydınız, Potuk çok mutlu olurdu!:))))

Robin Goodfellow dedi ki...

jones: gitti emektar ayakkabım :D

haydins: biz de paraşütü sonraki sefere bıraktık , hatta kelebekler vadisi'ni de . Yapacak şey çok burada, bir dahakine artık. ya her şey turistlere göre, dükkanlarda bile ingiliz bayrağı var şaka gibi.


aysenciftci: potuk mutlu olurdu da siz olur muydunuz bilmem, benim kız ısırgan huysuzun tekidir :D

Adsız dedi ki...

Bırakın tatili gelinde sizi okey''de soyalım :):)