3 Mayıs 2011 Salı

Arabesk

Köpek gibi ağlama isteği, kendini yerden yere vurma isteği, müziği sonuna kadar açıp koşma isteği uyandırıyor arabesk. Lisede birine deli divane oluyordum. "İşe yaramazın biriydi" demek geldi içimden ama vazgeçtim. Beni ben yapanlardan biriydi o çünkü. Prense ulaşana kadar öpmek zorunda olduğunuz onca kurbağadan biri yani. Nasıl aşığım ve nasıl saçmalıyorum kendime şaşıyorum. Telefonunu çaldırıp sesini dinliyorum. Bazen arayıp güya ordan burdan konuşuyorum O'nunla. Gururum falan yok , gurur ne ki bütün dünya bilsin istiyorum aşığım ulannn.Ayrıldık sonra, terk etti beni. Hem aldattı hem terketti üstelik.
Yaz geldi. Mezun olduk. O yaz boyunca kendime eziyet ettim. Arayıp sesini dinledim, ona mektuplar yazdım ama yollamadım tabi ki. O yaz Alanis Morissette yazıydı. ( Bir sonraki dönem Nirvana, bir sonraki dönem de Papa Roach dönemiydi mesela ) Defalarca ama defalarca That Particular Time'ı dinledim. Artık kafamda bir makine vardı ve loopta sürekli bu şarkı çalıyordu. Hayatımın ikinci dramını yaşıyorum kendi kendime. İlkinde bir önceki yaz babamı kaybetmiştim. Benimkisi avuntuydu işte.
Kendimi biliyordum ama ergendim , değil duygularıma hormonlarıma bile hakim değildim ki.
Hayatımın kendimce dramatik ve önemli olaylarını hep bir şarkıyla özdeşleştirmişimdir. Back to Black, Ah Bu Ben, Seni Kaybettim, Breath Me, Pins And Needles hatta ve hatta Ain't it Funny ve daha niceleri... Benimle benzer duyguları yaşamış ve acı çekmiş, benden daha iyi ifade yeteneğine sahip insanların yazdığı şarkıları kendi acılarıma fon yaptım. Kendimi kahretmekten zevk aldım.Herkesin büyük bir üzüntü yaşadığımı bilmesinden de faydalandım çünkü böylece günlerce perişan dolaşabildim, şiş gözlerle işe gidip gelebildim, telefonda "nasılsın" diye sorduklarında rahatlıkla" bok gibiyim" diyebildim. Arabesk ruh halleri güzeldir. Bir sabah uyanıp "öf bu ne bunalım ya " diye düze çıktığını hissetmek ve güçlendiğini fark etmek de güzeldir.
Zaten ben en güzel yazılarımı da üzgünken yazdım.
Bu şarkıyı da Pins And Needles eşliğinde yazdım mesela.

3 yorum:

aysencifci dedi ki...

Yav hep bunun eksikliğini hissederim. O çağlarda hiç aşık olamamıştım ben öyle! Dayımın kızı karşı komşusunun oğluna yanıktı, oğlan nişanlıydı ve o zaman Ümit Besen "Nikahına beni çağır sevgilim" i söylerdi. Dayımın kızı da bunu bağıra çağıra söyler ağlardı! Allah'ım ne salaklıklar yapardık o yaşlarda.. Ama olsun, onlar bizi biz yaptı. Şimdi para versen yapmayacağın şeyler için o zaman yaptıklarımız şimdi hoş ve komik anılar oldu. Anıra anıra güleriz hala:)D

Jones dedi ki...

Ain't It Funny'yi biliyorum sanki? :D

Robin Goodfellow dedi ki...

jones: ahah yok onun o zamanla ilgisi yok :)