17 Eylül 2013 Salı

Bozcaada

Sonunda Bozcaada yazısına gelebildim. Hayır çok yoğun olduğumdan değil aksine şu aralar dünyanın en boş insanı olabilirim. Sadece üşendim yazıyı girmeye.
Daha fazla uzatmadan başlıyorum.
Efenim Bozcada'ya saçma bir şekilde ulaştık. Aslında planlama hatası yaptığımız için böyle oldu. Burada da bahsettiğim gibi 3 feribotla gittik Bozcaada'ya. Vardığımızda hava kararmıştı. Otelimize yerleşip üstümüzü başımızı değiştirip kendimizi sokağa vurduk.
Adada ne yenir? Elbette zeytinyağlı ürünlerdir efendime söyleyeyim balık falan filan yenir. Biz de girdik balıkçıların olduğu sokaklara. Oralar bir çiçek pasajı olma yolunda hızla ilerliyor. Biz caddeye yakın olan mekanların fiyatlarını gereksiz pahalı bulduğumuzdan aralara girdik ve şimdi adını hatırlayamadığım ama yanılmıyorsam Şişman'ın yanında bir restoranı seçtik. Balığı ve mezeleri güzeldi ama olağanüstü bir durumu yoktu.
Genelde millet Çınaraltı'nda toplanmıştı çay kahve için, Cihangir Firuzağa kahve gibi bir yer olmuş Çınaraltı o yüzden sevmedim ve ilerdeki klasik çay bahçelerinden birini seçip çayımızı içtik.






Bozcaada iyi hoş ama sevmediğim yanı çok fazla "ay Bozcaadadayız şekerim" tiplerinin doluşmuş ve mekanların da özgün olacağım ay bohem olacağım diye kasmasına neden olmuş olması. Örneğin Polente cafe denen övülen bir yere girdik. Nette pastalarının görünümüne aldanmış ve listemize yazmıştık. Ancak dükkandaki pastalar bildiğin kuru ve bayat görünüyordu. Bu bayat ürünlerin diliminin 15tl gibi saçma bir fiyata satılması da tuzu biberi oldu. Sonra yol üstünde adını hatırlayamadığım balıkçılardan birinde de 4 tane (yazıyla dört) kabak çiçeği dolması için 24 tl fiyat biçmişleri mesela. Ya altı üstü dolma ya ne kadar paha biçilemez olabilir ki. Bu olaylarını sevemedim ben Bozcaada'nın. O yüzden gidenlere tavsiyem ilk gördükleri yerlere girmesinler. Aralarda daha  uygun saklı güzellikler var.

Neyse ertesi sabah otelimizde kahvaltımızı ettik, sağolsunlar hiç dışarda kahvaltı yapalım gibi bi düşünceye yer bırakmayacak kadar güzeldi kahvaltılıkları. Kahvaltı sonrasında en girilebilir olduğu söylenen Ayazma plajına gittik. Kumlu plaj ve Bozcaada için şaşırtıcı derecede güzel ısıdaki suyu enfesti. Su tertemiz, minik minik balıklar bacaklarımın arasından geçiyorlar. Gözlüğümü yanıma almadığıma pek hayıflandım bu tatilde.Plajda şezlong ve şemsiye ücretli, 15 tl alıyorlar iki kişi için.
Bizim planımızda motorla adayı gezmek olduğu için öğlen vakti kalkıp merkeze gittik.
Öğle yemeği için orada seçenek çok ama biz Güveç Lokantası'nı seçtik. Uygun fiyata tencere yemekleri satılıyor. Millet de bizim gibi düşünmüş olacak ki tıklım tıklımdı. Burayı ve yanında adını unuttuğum (evet yine) bu şekil ev yemekleri yapan bir yer daha vardı orayı tavsiye ederim. Biz akşamında da buralarda yedik ve çok memnun kaldık.
Efendim yemek sonrası motorumuza atladık ve adayı şöööyle bi turladık. Gezmek isteyenler için anlatayım . Denizi sağınızda tutup, Ayazma plajından sonra merkeze değil sağı gösteren tabeladan giriyorsunuz ve adanın en azından o kıyısını geziyorsunuz. Güzel koylar denizlerin dışında bir şey yok. Biz akvaryum koyunda denize girdik durup. Güzeldi ve ıssızdı ama taşlıktı.
Bozcaada'nın denizi serin diyorlar ama biz çok nadiran olan soğuk olmayan denize denk geldik. Çay bahçesindeki adam rüzgarlı da dedi ama yine biz rüzgar falan görmedik .
Şimdi dikkat ettim de Bozcaada'da çok az fotoğraf çekmişim şaşırdım doğrusu.

Ayrıca şu meşhur Çiçek Pastanesi'ne de uğramadan olmazdı.

                                         
Bak burayı da kesinlikle tavsiye ederim. Dondurması falan güzel de benim asıl gönlümü çalan badem lokumu ve çatlak kurabiye denen enfesler ötesi kurabiyesi oldu. Yok böyle bir güzellik düşüncesi bile ağzımı sulandırıyor.

                                                                                                      


Sizi Çiçek Pastanesi kurabiye tabağıyla baş başa bırakıyorum.
Bir sonraki durak Assos.

1 yorum:

rıfat diker dedi ki...

www.kemerbag29.com a bekleriz gelecek sefere Bozcaada da gaipten yorumlarınıza maruz kalmak için. Sizinki - muaffak bu mutfak ne kadar ufak*- misali gibi olmuş ; rüküş.