11 Şubat 2009 Çarşamba

İşten güçten

Y. ile seanstayız.
( Kaydıraktan kayan çocuk fotoğrafı)
-Y.cim bu ne?
-Çocuk.
-Bu çocuk ne yapıyor?
-Kayyo.
-Sen hiç kaydıraktan kaydın mı?
-Yok.
( Y. ablamla yaşıt, spastik özürlü ,tekerlekli sandalyede ve hiç kaydıraktan kaymadı,bendeki de akıl,kayması mümkün değil.)

Düşündüm de,hiç kaydıraktan kaymadı,hiç salıncakta sallanmadı,hiç kendi başına odasına gitmedi, hiç 2 ayağının üstünde yere basmadı ve bunlar olurken bunların hep farkında oldu. En kötüsü de bu sanırım. Bu durumunun farkında ve bu ona acı ve üzüntü veriyor. Çünkü bana seansa geldiği günler dışında evden çıkmıyor. Çıkamıyor desek daha doğru çünkü annesi onu evden çıkartmak istese sandalyesiyle benimkini yaklaşık 60 kiloyu merdivenden indirip kaldırmak zorunda kalacak. Kaldıramıyor.
Bugün derste sınırlı boyama yapacaktık. Önce kağıdı verdim balık resmi çizip.Ama kasıldı istemeden,kasıldıkça kağıdı buruştu,kağıt buruştukça Y. nin de yüzü buruştu.
Sonra kağıdı tahtaya tutturdum önüne koydum öbür elini de tuttum.
Tam boyuyor, zırt yine kasılıyor eli başka ayağaı başka oynuyor. Elinden boya da düştü yere.
Çok üzüldü bu sefer.
-Ayşegül?
-Efendim canım?
-Ben isyan ediyorum bazen.
-Neden canım?
-Yürüyemiyorum,kasılıyorum,ölmek istiyorum,böyle yaşamak istemiyorum.
Ben dumur!
Ne denir?
-Ayşegüül?
-Efendim?
-Özür dilerim boyayı tutamıyorum.
Özür mü? Ah be canım.
-Özür dilemene gerek yok Y.cim. Ayrıca böyle deme sen çok akıllı bir kızsın bak her şeyi öğrendin,şimdi okumayı da öğreneceksin.
Bir şeyler geveledim şaşkınlıkla.
Sandalyede 30 yıl geçirmiş, elini oynattığında bacağı da oynamış, elinde bardağı bile tutamadan geçmiş 30 yıl. Bunların hepsinin farkında olarak geçmiş 30 yıl. Ölmek istiyorum diyor!

Gelecekten bahsederken hep "yürüyünce" ile başlıyor cümleye ama hiç yürüyemeyecek aslında.
Bugün yine durdu durdu.
-Ayşegüül?
-Efendim canım?
-Ben normalmişim çocukken.

Öyle bir diyor ki bunu ne diyeceğimi bilemiyorum.

Öyle basit,sorunsuz geliyor ki böyle durumlarda bana hayatım.
Öyle salakça geliyor ki bana dert ettiğim şeyler.

Böyle işte.


Üstüne ne yazılar yazılır neler çıkartılır bu konudan ama ne desem boş ki.

18 yorum:

Böcek dedi ki...

zor ve sabır gerektiren bi durum..

off ne kötü ya..

aldığımız her nefes için ve şu halimiz için ne kadar şükretsek az sanırım..

adil değil ama bu:(

ugur parildak dedi ki...

insan böyle durumlarda ciddi olarak tanrının varligini sorguluyor.. ki gecmiste de feci olarak sorgulamışlar bunu. fıkıh die bir ilim var mesela. sirf tanrı'nın bizi neden terkettiğini yorumlamak üzere kurulmuş bir şey.. yani kimi ruhların neden, bir sebep olmadan acı cektikleri yönünde bir şey.. her şeyi öteki hayat ile çözüyorlar.. burada böyleysen, öteki hayatta öyle olacaksın diye.. bana acaip saçma geliyor. öteki hayat düşüncesini tak diye kabul etmek gerekiyor mesela.. o da acaip saçma.. sorgusuz sualsiz asla bilinmeyen, görülmeyen, deneylenmemiş bir şeyi kabul etmemizi bekliyor tanrı bizden. eh o zaman neden bunu sorgulayabileceğimiz şekilde yarattin ki? cehalet ne güzel mutluluktu..

ESTHER dedi ki...

:((((( bizler ne kdr kötüyüz... şu kıyafeti isterim diye zırladığımız bile oluyor bazen :( ne acımasızlık.... gerçek hayat bu işte.. yardıma ihtiyacı olan bizleriz belki de bilmiyorum ki...

puck sen neden oradaydın? meraktan soruyorum rehberlik mi yapıyorsun?

Robin Goodfellow dedi ki...

böcek: evet zor bir durum ama onun açısından bin kat daha zor.
adil değil gerçekten:(
azuth: sanırım O nu bunlara rağmen anlamamızı ve iman etmemizi istiyor bilemiyorum.
esther: evet dimi .bizim kolumuzun bacağımızın ağrıması bile aslında ne mutluluk,uzatıyoruz geçiyor mesela.
ben özel eğitim sektöründe çalışıyorum o yüzden bu tür çocuklarla çalışıyorum bu arada.

Noni dedi ki...

Offf bu yazını okuyunca kendi sorunlarım dertlerim bana o kadar sıradan geldi ki ve de o kadar şımarıkça... çok özel bir mesleğin olduğunu düşünüyorum canım gerçekten...
bu arada herşeyin farkında olduğuna ve mantıklı konuştuğuna göre zihinsel olarak aslında problemi yok bedensel olarak özürlü di mi?

Ful yaprakları dedi ki...

canım, okurken çok duygulandım çünkü benim de sık sık üstünde durduğum bir konudur bu! Ellerimiz ayaklarımız sapasağlam ve her şeyi dert ediyoruz kendimize, ben de her şeyi dert ederdim sonra çok ağır bir rahatsızlık geçirdim ve hayatımın en zor bir senesini bitirirken dedim ki "bir daha ASLA sağlığımı tehlikeye atmayacağım..."

A.Ş.K dedi ki...

yaptığın iş gerekten çok kutsal ve çok sabır, özveri gerektiren bir iş canım o yüzden seni tebrik ediyorum ve söylediğine katılıyorum.. iman etmemiz için, isyan etmememiz için ....

Adsız dedi ki...

ah be canım çok üzüldüm yaa. bi de fotoğrafını da görmek daha da üzdü beni. keşke içinde olduğu durumun farkında olmasaydı.
Allah'a şükretmeyi hep unutuyoruz. hep bi bencilliğin, egoistliğin içinde yaşayıp gidiyoruz. Oysa sen ne şanslısın biliyo musun? Her gün Allah'a şükretmeyi hatırlatacak bi sürü şeye tanık oluyosun ve bunu severek yapıyosun. şimdi kendimi senin yerine koyarak düşündüm. Y. bana diyor ki " Yürüyemiyorum,kasılıyorum,ölmek istiyorum,böyle yaşamak istemiyorum." ben ne derim bunun karşısında? hiç bişey. oturur ağlarım.

SeRiOuuS dedi ki...

Allah sabır versin..
biz bile bu kusursuz halimizden yakınırken onlar ne yapsın..
Düşünüyorumda ben yaşayamazdım heralde, onlar cok guclu, Allah yardımcıları olsun..

düşümdeki dünya dedi ki...

sen böyle şeyler anlattıkça ben nefret ediyorum hayatımdan ve kendimden bazen. Adil mi değil mi bilmiyorum ama keşke böyle olmasa:(

Primarima dedi ki...

Canım;canımı çok sıkdın biliyormusun?
Offf...Rimoşu... yapdığı ıvır ızvırı, benimde o ıvır vede zıvıra bağrınmalarımı düşündürtüyorsun birden.Of işte of.

lale kunt dedi ki...

ay canım benim yaaa, çok üzüldüm..
benimde dayım var, benzer durumları, ama en azından o bu kadar farkında değil...
hem aileler hem bireyler için çok zor bir durum..

Robin Goodfellow dedi ki...

noni: aslında hafif düzeyde zihinsel engeli de var ama daha çok bedensel.

ful yaprakları: sağlık elden gitmeden bunu idrak etsek keşke dimi. aslında bize kolay gelen hareketlerimiz bile onlar için mesele. ne kadar şükretsek az.

gofrett: teşekkür ederim canım:)

gülcan: evet bence de bu işin bu tarafını görmek iyi geliyor,bana çok büyük gibi gelen problemlerimin aslında ne önemsiz olduğunu anlıyorum bu anlarda. ben de ağlayacaktım ama tuttum.

serious: onlar başka bir hayatı bilemedikleri , hep böyle hasta oldukları için onların özlemleri farklı oluyor.yaşıyorlar yani ama böyle :(

düşümdeki dünya: evet adil değil ama vaziyet böyle :(

primarima: yaa sen daha bağrın Rimoşa.

uyuz cadı: benim de kuzenim 34 yaşında spastik özürlü ve yaşadığının bile farkında değil çok ağır o yüzden çok iyi bilirim ne kadar zor olduğunu :(

Nilüfer dedi ki...

Mesleğiniz nedir tam olarak anlayamadım ama siz gerçekten cenneti hak etmiş kısıtlı insanlardansınız. Büyük bir sabır ile yaptığınızı düşünüyorum.
Bizse ota çöpe burun kıvırıyoruz.
Sizi tebrik etmek isterim.

babegazelle dedi ki...

ya varya içim acıdı okurken ne çok anlamsız şeyi takıoruz hayattaki en önemli şey sağlık halbuki

Adsız dedi ki...

sahiden üzücü ama 'sağlam' olanların da bu gibi kişilere yaşam alanı bırakmaması hatta destek yerine yok saymaları daha da zor yapıyor hayatlarını.

Robin Goodfellow dedi ki...

kumrall: ben bir özel eğitim merkezinde çocuk gelişimciyim mesleğim bu.güzel sözleriniz için de çok teşekkürler.

babegazelle: aynen öyle valla.

tatlısukırosu: bloga hoşgeldin. gerçekten de öyle.onların da bir birey olarak kabul görmesi gerekiyor.

celibon dedi ki...

hayat di mi.. güzelmiş aslında. dertlerim çok sıradanmış.

ne desem ki... 30 yıl ve de.