7 Şubat 2011 Pazartesi

Geride bıraktığımız şeyler


Muzicons.com

Nancy ile cumartesi sabahları parka gidip dolaşmayı çok seviyoruz. Hoş o zaten gezmeye bayılıyor, benim için de kendi başıma kaldığım, düşündüğüm bir zaman dilimi oluyor. Gittiğimiz park, çocukluğumun geçtiği mahalleye çok yakın. Hatta parkta Nancy'nin her zaman otladığı (evet ot yiyor ve karnı ağrıdığı için yapmıyor bildiğin otluyor) çayırlıkta onu seyrettiğim merdiven korkuluklarından o mahalleye bakıyorum her cumartesi. Her cumartesi çocukluğumdaki halini canlandırıyorum. O parktan ilkokulda ,okul dönüşü geçerdim bazen, değişik bir yoldan gitmek isterdi canım bazen, ama bazen. Bu cumartesi yine merdiven korkuluğunda yerimi aldım. İzlerken ve düşüncelerime dalmışken canım sokağıma girmek istedi, beni çağırdı sanki sokak. Aldım iti , çıktım bayırdan. Çocukken tuvalete yetişemeyip kenarına çişimi yaptığım bayırından çıktım. Atının beni kovaladığı Rüstem'in evinin hemen oradan çıktım, kızakla kaydığımız, hızımızı alamayıp tosladığımız elektrik direğinden döndüm. Soldaki, uzun zamandır kimsenin oturmadığı ama bahçesine girmeye doyamadığımız, kimimizin ilk heyecan kıpırtılarına mekan olan evin önünden geçtim. Saklanbaçta saklandığımız deliklerin kovukların hepsi çerçöp dolmuştu şimdi. Tam bu direkte de Dino'dan kaçmıştık ne korku. İşte çıkmaz sokak. Gece yarılarına kadar oturduktan , çene çaldıktan sonra bu sokaktan karanlıkta geçmeye delicesine korkardım . Nefesimi tutup bir koşuda geçerdim .
İşte evim. Evim mi? Demirlere durup bahçemi izledim. Hurma ağacımızın, asmamızın, çukur kazıp üzerine örtü örtüp milleti düşürdüğüm asmalı çardağımızın, nanelerimizin olduğu duvarımız yıkılmış. Anılarımızı ve ağacımızı da beraberinde sürükleyerek. En son benim boyadığım kapısı gitmiş bahçemizin. Bizim anılarımızın seslerimizin ve izlerimizin olduğu bahçede şimdi belli ki başkaları hüküm sürmüş. Yıkıp geçmiş. Şeftali ağacımız artık yok, ne olduğu meçhul, ortasında güller ve sümbüller olan göbek kurak bir toprak olmuş, havuzumuzun içinde bir çocuk bisikleti var üç tekerlekli. Ah köpek kulübesi. Zamanında Orfe'ye, Fındık'a ve Baksi'ye ev sahipliği yapmış kulübe şimdi ıssız yıkılmak üzere.
Betonla örtülen bir yer var, üzerini okuyorum, bir çocuk üzerine kendi ismini yazmış, kendini kazımış.
Birden anılarım çok fena vuruyor beni.
Bu demirlerde sallanırken uçmuştum yere, burada hamağımı kurardım, burada kahvaltı eder, mangal yakardık, babam öldüğü zaman buraya bakıp ağlamıştım. Ev öç almış terk eden sahiplerinden sanki, yıkılmış, ağaçları bile küsmüş dalsız yapraksız, hastalıklı...
Üst bahçeye çıktım, herkes uykudaydı sokak ve ev sessizdi. Zaten kimseyi görmek istemedim. Sadece o anda kalmak istedim. Sanki çocuk Ayşegül insin şimdi cevizin tepesinden, Baksi havlasın top oynayanlara, bir yerlerde çocuklar merdivenlere kına yaksınlar, akşamsefalarının kokusu gelsin burnuma, bir su sesi duyayım ıslanan toprak kokusu gelsin burnuma istedim. Çok istedim.
Çok yaktı canımı Ev.
O Ayşegül'ü de yanına aldı ve bitti EV.
Rüyamda Baksi'yi gördüm. Onu terk ettik diye küsmüştü. Hırladı bana.
Hayatımızdaki her büyük değişimde bir parçamız da orada kalıyor, kertenkelenin kuyruğunu kaçarken bırakması gibi. Yeni kuyruk çıkıyor ama eski kuyruk hala kıpırdıyor.

5 yorum:

Nihan dedi ki...

Seni seyrettim ben sanki sen oralardan geçerken ve durup düşündüğünde de kolumu omzuna attım.
Hadi gel dedim, şimdi yeni yuvalar kuralım bunun gibi sıcacık dedim sana.
İkna oldun sanki, gülümsüyorsun değil mi?

Robin Goodfellow dedi ki...

samtin niho: biraz gülümsedim doğrusu :)

Bukle dedi ki...

Yeni bir hayatın dönemecindesin şimdi, yepyeni bir hayat! Baksi affetmiştir bence seni, sevenler hep affeder. Gitme bir daha oraya bence, bırak geçmişte kalsın. Güzel hayallerde kalsın anıların, yıkık viraneleri hatırlama bir daha.

Güzel bir hayat olacak Robinim, inanıyorum buna çünkü sen güzellikleri hakediyorsun <3

Robin Goodfellow dedi ki...

bukle: doğru diyorsun bukle, geçmiş geçmişte kalmalı.
hep güzel şeyler , yeni anılar olacağını farz etmeli.

Sagır Kedi dedi ki...

Geçmiş bizimle kalıyor ama ondan da kopamıyorsun.Geçmişe çok bağlı kalmamak sürekli kafanı meşgul etmek senin elinde..Böylece hüzünlerin,üzüntülerin bir nebze olsun azalır.Ha bu arada Nancy ot mu yiyor benim Luna'da aynen ot yiyor mide ağrısından falan değil işte malum sahibesi veji olunca o da öyle ahahahha:)))) Gül e mi:)))