20 Aralık 2008 Cumartesi

Ergenlik


Kabul ediyorum berbat bir ergendim.Sabah içim öfke dolu uyanırdım ve gün içinde böyle giderdi.Dünyaya kafa tuttuğumu düşünür,dünyada bir başıma olduğumu zannederdim.Her lafım edebi eser,her hissettiğim dünyada tekti.Her şey mücadele konusuydu benim için.Bir yere gidecekken annemlerin nereye demesi bile batardı.Ben nereye gidip nereye gitmeyeceğimi bilemez miydim sanki peh!İşine gelince büyüksün gelmeyince küçük!Ne yetişkinsin ne çocuk.Toplum da kabul etmiyor ki seni.Seni de göreceğiz lafı alıp başını gidiyor.Yüzün gözün oturmamış,sakarsın,vücudun orantısız.Cosmo girl alıp olmayan sevgiliye testler yaparsın,oradaki güzellik reçetelerini uygularsın yine de öyle görünmezsin.Ablan,arkadaşlarıyla bir araya gelip sohbetin kralını yapar seni de aralarına almazlar öyle kalırsın.Günlüklerim öfke kusuyor bakıyorum da o zamankilere.Liseye gelmişim hepsi bitmiş.Bir sürü arkadaşım olmuş,beni sevmiş,kabul görmüşüm,beğenilmişim hepsi bitmiş.Buradan anlıyoruz ki ergenlerin derdi kabul görmek.Bulundukları yerde oldukları gibi kabul görmek.Lise 2.sınıfa geçmeden o yaz ani bir kararla upuzun saçlarımı tam bir erkek gibi kestirmiştim.Tam bir erkek gibi tanımlaması boşa değil,babamla giderdik onun berberine,o saç sakal derdi ben sırf saç:) O halimle ne kimse dalga geçti ne dışladı,aksine çok sevildi saçlarım.
Sonra tiyatro dönemi başladı,kendimi tanıdım orada,daha olumlu duygular geliştirdim,sonra babam öldü ben acayip bir döngüye girdim.Bu konuya girmeyeceğim zira bu ergenliği ve kendini bulma sürecini anlatan bir yazı.Sonraki sene bir sürü hip-hop çı, punkçı arkadaşım oldu,orada insanları yargılamamayı,dış görünüşle karar vermemeyi öğrendim.Çünkü o kendini bulmaya çalışan, sokaklarda break dans yapan,deri dikenli bileklikler takan arkadaşlar ne dışardan göründüğü gibi "uçmuş" ne de dışardan göründüğü gibi ipsiz sapsızdı.Onlar da benim gibi kendini bulma yolculuğunda insanlardı.Yavaş yavaş oturdu tarzım,benliğim.Daha da bitmiş değil elbette.Ama bu yolculuğu seviyorum.Yine bir eşik çıktı karşıma 2 ay önce,onu da geçiyorum.Yaşadıklarım deneyimlerim herhalde beni ben yapıyor.Hala törpülemem gereken taraflarım var.Fevriliğim en sevmediğim özelliğim mesela.Bir anda dünyaları yıkıyorum sonra da tıss.

Ergenliği kızlarımız ve erkeklerimiz farklı yaşarlar elbette.Dün de bana uğurlu gelen biriyle konuştuk bu konuyu.Benim en çok komiğime giden şeylerden biri,ortaokul-lise 1 dönemlerindeki sesi çatallaşmış ne yetişkin ne çocuk erkeklerdir.Bir kere çok gururlulardır bunlar.Mesela top oynanır.Güçlü çocuk ( gücünü de kesin toptan alıyordu,top onundur yani) zayıf çocuğu ittiğinde falan zayıf olan o minik kuş sesiyle "napıyosun sen ya" der.Güçlü çocuk "yürü len bilmemnaptıım" diye küfürü basar ama aynı minikkuş ses onda da vardır.Zayıf olan hem geri geri gider,hem de parmağını sallayarak "senin ananı bilmemnapcam olum görürsün sen"der.Der ama artık gözler dolmuştur,ses iyice incelmiştir.Ama arkadaşları önünde ağlayacağına ölür ya,ondan tutar kendini.Çok acıklı ama çok ta komik bir durumdur aslında.Benim Nancy yi gezirdiğim yerde böyle bir sürü çocuk var.Ben varken mesela görece dikkat ederler konuşmalarına.Hatta bir gün bir tanesi beni gösterip "hoop beyler (!) bayan var(!)" demişti de çok gülmüştüm kıs kıs.
Ergenliğe adım atan er kişiler henüz er kişi değil de aklı evvel kişi olduklarından dolayı akılları fikirleri güçtedir.Karıdadır kızdadır.Mesela benim köpeğimi severken bile "ben daha büyüğünü alıcam,kocamanını alıcam,herkesi parçalıycak",ya da kendi aralarında "Ben geçen kadına gittim", "Ben 2 kadına birden gitim","Benim abim beni her hafta götürüyo karıya" diye konuşurlar garipler.
Bir de bu er kişiler biraz daha büyüyünce deri bileklik,kirpi saç,elde sigara öbür tarafta bira ve gitar olayına girerler.O çatlak sese biraz da Kurt Cobain etkisi verilir tıngır tıngır çalınmaya çalışılır.
Kızlarımız da genel olarak bu süreci "ağlayarak yatağa atılma" süreci olarak geçirirler.Yastığa da sarılanlar olur tabi.Bir llafla hooop yatağa ağlayarak.Günlük ele alınır.Sevgili günlük beni kimse anlamıyor çok yalnızım bık bık,annem şöyle babam şöyle ablam şöyle,ben de bir bireyim ama günlük tripleri vs.
Neyse kızlarınkini kısa keseceğim,aslında konu uzun da çok uzattım yoruldum hasta hasta.Başka gün artık.Vurkaç yapmayayım yani:)

12 yorum:

Primarima dedi ki...

Güzel anlatmışsın,o günlerimi hatırlamak istemiyorum ya kabusdu resmen...şimdi çevremde bir iki ergen var, şaşırıyorum bazen hallerine, bazende anlıyorum onları.Kendi hallerim geliyor aklıma.

Jones dedi ki...

Aha yine garipliğim çıktı ortaya :S
Ben ergen olmadım galiba yahu...Ağlayarak yastığa kapandım veya odama çekilmedim,"kimse beni anlamıyor" triplerine girmedim,hiç arkadaşsız veya kabul görmediğim dönem olmadı veya hiç bu hisse kapılmadım.
Belki de tee ilkokuldan beri,bir arkadaşımın deyimiyle "ortam kelebeği" olmamdan kaynaklanıyordur,devamlı birileriyle konuşan tanışan,organizasyonlar yapan falan bir tiptim,hala öyleyim :D

Not:Ortaokulda değil de bu yaşlarda gitar çalan erkeği severim :)

Digital Sevgi Kelebeği dedi ki...

Ama sanırım dönemlerin ergenleri farklı oluyor.. Benim dönemde oyle 2 kadına gidilmiyordu:))
Yahu yada ben mi akıl edememiştim:)

Neyse şakası bi yana, cidden şimdinin ergeni olmak zor.. Teeeeee Bizim dönemlerde aşk da vardı be...

Robin Goodfellow dedi ki...

primarima:zor günlerdi bebek
jones: sen numunesin:D
digital sevgi kelebeği:zaten onalrın da gittikleri yok ya atıyorlar işte :)

Damlo dedi ki...

ehehe süper yaaa

Adsız dedi ki...

Ya ben çok sakin bir ergenlik geçirdim aslında sanırım halende bitmedi :) ne zaman büyüyeceğim bilmem ki devamını bekliyoruz merakla canım.

Böcek dedi ki...

ya ben sevmiorum bu dönemi..
çok sancılı ve berbat anılarım olduğ için sanırım..
elne saalık kuzum:D

Robin Goodfellow dedi ki...

craftwoman:ne güzel ya böyle sakin geçsin canımı yesin ama canımı çıkardı
böcek: ben de sevmiyorum:D

Unknown dedi ki...

hahah ben de hiç olmadı ama benim de sınıftaki erkek arkadaşlarım konuşurlarken sesleri kayardı ve biz de hain kurt gibi kıskıs onlara gülerdik.

ait olmak,kendini bulmak ve benim gibi hele ki bir gaysen bu daha sancılı oluyor.neler yaptığımı hayal dahi edemezsin ne kadar farklı ve aslında ne kadar da aynı insanlarla kendimi bulmaya çalıştığımı farkedince kendini rahat bırakıyorsun haliyle.

ben can(topta benim güçte nihhahah)

Robin Goodfellow dedi ki...

sessiz ve soluksuz:senin de bu yolculuğunu okumak isterim yazmalısın bence:)

rahat yazar dedi ki...

Güzel yazı. Kadına gitme mevzusu hep yapılır. Bence çoğu hikaye uydurmadır. Yapamadığı şeyleri fantastik öğelerle doldurarak anlatanlar var o yaşta.

Robin Goodfellow dedi ki...

teşekkür ederim. tabi canım, hatta sayı ne kadar fazla olursa o kadar erkek oluyormuşsun gibiydi hepsi :)