Önceden , yani mesaj, facebook, twitter, msn vs. yokken sevdiklerimle mektuplaşırdım. Yo yaşlı falan değilim, çok eski zamanlardan bahsetmiyorum. 1998- 2003 yılları arasındaydı sanırım mektuplaşmalarım .
Arkadaşlarımın uzakta olmasına da gerek yoktu. Aynı mahallede oturduğum arkadaşımla da mektuplaşırdım, sıra arkadaşımla da.
Birbirimize tüm duygularımızı mektuplarımızda döker, ferahlardık. Mutlu bir anımızı da yazardık, mutsuzunu da. Birbirimizi günlük gibi kullandığımız da olurdu, ağlama duvarı gibi de...
Yine benim eski kutulardan birini karıştırırken bir dolu mektup buldum.
Taa lisedeki eski sevgilimden gelen "bana neden seni seviyorum demiyorsun , iyi demezsen deme" mektupları... ( Seni seviyorum demediğim için kızıyordu bana )
D. ile sayfalarca ve sayfalarca yazılmış dostluk mektupları...
S. ile ergen ve "yaralı" ve "asi" ruhumuzu yansıtan çılgın mektuplar....
Okula başladığımda anneanneme yazdığım mektup...
Ölümünden sonra babama yazdığım acı dolu mektuplar...
Kim bilir ne zaman yine babama yazdığım ve ne olduysa bitiremediğim not...
Konservatuar sınavına girmeden kendime yazdığım mektuplar...
MSM yılarındaki mektuplar...
Bi dolu fotoğraf, anı, sevinç...
Hepsi kağıtlarda saklı. Bazıları nasıl kıymetli, ölene kadar benimle...
Ne oldu da mektuplaşmayı bıraktık. Güya ileitşim çağında yakınlaştık ama o mektuplardaki samimiyeti yakalayamadık.
Bu kutuları ne zaman karıştırsam üzülüyorum.
Ama seviyorum da...
3 yorum:
Perşembe perişanlık diye başlayan mektubumu isterim o halde :)
e-posta olmuyo azizim, gel seninle mektuplaşalım biz de :)
bu mektupların saklanması ne büyük bir şans..geçmişe ait mektuplarımı bulup okuyasım geldi kimbilir kimlere neler yazmışımdır=)
Yorum Gönder