25 Şubat 2010 Perşembe

Kendimi yendim


Bana göre kendini yenen insan, bu dünyada en gıpta ettiğim, en başarılı insandır. Benim en sevmediğim, en nefret ettiğim özelliğim fevriliğim yüzünden sık sık kendimi yenmeye çalışırım. İş yerinde, evde, özellikle otobüslerde sinirlenince aklıma, oradan dilime düşen pis , kötü ve çirkin düşünceleri uzaklaştırmaya çalışır, kendimi telkin edip dururum.
Ne zor birşeydir içindeki canavara dur demek. Ne zor seni ittirerek otobüse binmeye çalışan kişiyle ilgili dirsek atma isteğine mani olmak, ne zor seni anlamayan senden mucize bekleyen veliye "benim elimde sihirli değnek yok be kadın" dememek.

Son zamanlarda işyerinde gergin ve zor günler geçiriyorum. İnsanların iş disiplinine, koca koca öğrtemenlerin komplekslerine kaprislerine hayretle bakıyorum. Bıkma noktasına geldim neredeyse. Bu süreçte genel özelliğim olan huysuzluğumu yenmeye çalışıyorum. Ee kendimi aşmaya yenmeye çalışırken evren beni imtihan ediyor elbette. Önüme kendimi yenmem için fırsatlar çıkartıyor. Ve ben bu günlerden kendimi büyük ölçüde burada yendiğimi görüp seviniyorum.
Bazen orada burada aklıma üşüşüveren ön yargılı, kötü ve sinir bozucu düşünceleri dağıtmaya çalışırım. Çünkü olumsuz şeyler düşündüğümde kalbim çok hızlı çarpıyor ve sinirden başım dönüyor. Bir anda o kadar sinirleniveriyorum işte. İradesine sahip çıkamayıp bir ton haline gelen şişmanlara sinirleniyorum, kendini kraliçe zanneden annelere sinirleniyorum, alışverişe gidince kafamı şişiren veletlere sinirleniyorum, yolun ortasına dörtlüleri yakıp park eden hanzolara sinirleniyorum, zile basmayıp kapıyı tık tıklayanlara da sinir oluyorum, sitem edenlere "nerelerdersin hayırsız " diyenlere de sinirleniyorum dayanamıyorum bir laf ediyorum ona da sinirleniyorum.
Kendimi yenmekte çok zorlanıyorum. Bu yüzden belki de tasavvufla, sufilikle uğraşıp duruyorum. Çünkü dünyadaki iyi-kötü herşeyin kendini yenmekle (nefs de diyorlar buna) ilgisi olduğunu düşünüyorum. Kendimi tanıyıp, iyi ve kötü özelliklerimi olduğu gibi kabul edip bunları aşma yolunda gitmeye çalışıyorum. İnsanları gözlemleyerek, eleştirmeden, yargılamadan onların bana yanlış gelen taraflarından kendime pay çıkartarak devam ediyordum kii Niyancığım bana annesinin yazmış olduğu bu kitabı yollayana kadar. Kitaba başlayınca gördüm ki bu kitap bana yardımcı olması için bu zamanda okunması gereken bir kitap. Tabii ki de bana bir süre önce tavsiye edilmesi, Nihan'la tanışmam, kitabı onun evinde görmem, annesinin yazmış olması, annesinin büyük bir incelikle bana yollaması tesadüf değil.
Demem o ki kendimi yenmeye daha da yaklaştım. Bu bir yolculuksa eğer ara yoldan çıkıp otobana saptım diyebilirim.

not: Kitabın adı Makrokozmostan Mikrokozmosa efenim.

8 yorum:

Fifi Croissant dedi ki...

Kitap peki?

Nihan dedi ki...

Canım benim, çok teşekkür ederiz. İnan ki, annem hep şunu savundu, ihtiyacı olanla bu kitabı karşılaştırsın Allah, hiç reklamı yapılmasın o yüzden. Layık olan okusun dedi.
Bu yazını okurken, evet yaaa, bende aynen böyleyim deyip durdum, sonunda kitaba bağlandı, şaşırdım. Çok teşekkür ederiz tatlım. bende bu aralar aynı şekilde nefsimle mücadele ediyorum. Dün okuduğum Khalil Gibran' ın kitabında, başkalarının hataları yüzünden kendini yoran, en büyük aptaldır, diyordu. Dün akşam kararımı verdim, artık kendi kendimi yiyip bitirmekten vaz geçeceğim :)
Başarana ne mutlu, deneyene ya sabır :)
Sevgiler&Öpücükler...

Leah dedi ki...

En önemlisi o zaten. Başkaları gibi olmaktansa başkalarının hatalarından ders çıkartıp onları kendi hayatlarımızda uygulamak. En önemlisi olduğu kadar en zoru da bu malesef ama daha iyi bi insan olmak adına ve mutlu yaşamak adına bu zorlu yolda yürümek her şeye değer galiba.

Mimmi dedi ki...

ben kitabı göremedim :(

Ful yaprakları dedi ki...

kitabı alacağım=)

Damlo dedi ki...

benim de profilimde yazar zaten: en çok görmezden gelmeyi başardığında seviyorum kendimi. çook zor çok.

Damlo dedi ki...

hee kiattan ben de isterim nihhhhaaaannn! :Ppp

Adsız dedi ki...

ayşegül'üm Egemen'li hayat bitti. buyur burdan yak :)
http://sevginingsi.blogspot.com/